DİĞER
"İyi bir Auster okuyucusu bir yerden sonra hep aynı romanı okuduğu izlenimine kapılabilir. Bunun bir zayıflık olarak görülmesinden ziyade, tutkulu bir romancının kendi yazı evrenini kurması olarak değerlendirilmesi gerektiğini düşünenlerdenim. Ancak aynı zamanda da bu durum, onun metinlerinin ulusal alegori yaklaşımı çerçevesinden de okunabileceğinin bir örneğidir."
“Ralf Rothmann, bireysel sorunlar ile savaş, ırkçılık, taciz, tecavüz ya da çalışma hayatının zorlukları gibi toplumsal sorunları, farklı kuşakların birbirini etkileyen hikâyeleri üzerinden tartışıyor romanlarında: ‘En zor iş, bir şeyi dünyaya getirmektir. Yok etmeyi, öldürmeyi her geri zekâlı becerir.’”
"Hikmet Hükümenoğlu Atmaca’da bireysellikle toplumsallık arasındaki gelgitli, etkileşimli bağa dikkat çeken bir hikâye anlatıyor. Öfkenin kişisel nedenlerinin yanında, siyasal-toplumsal ortamla nasıl yakın ilişkisi olduğu berraklık kazanıyor. Romanda yirmi yıl öncesinin ya da bugünlerin gündelik hayatından seçilen ayrıntılardaki zenginlik de mutlaka vurgulanmalı."
"İnsanları savunmasız ve sürekli tehlike altında hissettiren sadece virüsler mi, “faal ve üretici hayat” fetişleştiğinde yılların geçmesi engellenemeyeceğine göre, herkes için kaçınmanın asla mümkün olmadığı yaşlanma tehlikesi her daim kapıda değil mi? Buna karşı savunmasız değil miyiz? Bütün bunlar pandemi halinde sarmış durumda değil mi bütün dünyayı?"
Jonathan Safran Foer’in metinlerinde bir olaya gülmek, aynı zamanda o olayı anlamaktır da...
Guardian, "21'inci yüzyılın en iyi 100 kitabı" başlıklı bir seçki yayınladı. Ne ki, Hilary Mantel'in Kurtlar Hanedanı ile ilk sırayı aldığı listenin nasıl hazırlandığına dair hiçbir bilgi yok...
The extent of the violence against women, and of the present pandemic of rape in particular, has reached such overwhelming proportions across the globe, that even battle-hardened feminists of long standing are regressing to a passive-aggressive stand
Amerikan edebiyatının ufuk açıcı ismi, Pulitzer Ödüllü yazar Philip Roth, 85 yaşında hayata veda etti
Philip Roth'un Portnoy'un Feryadı'na kulak kabartarak yola çıkalım; yanımıza arzuyu, aşkı ve cinselliği alarak günümüz Türkiye toplumundan, "erkeklik" merkezinden etrafımıza bir bakalım...
Sürgün bir “kış ruhu”dur. Faşizmden kaçıp Belçika’nın küçük sahil kenti Oostende’de yolları kesişenler arasında özellikle iki isim öne çıkar: Stefan Zweig ve Joseph Roth
Joseph Roth, Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’nun yıkılmasıyla beraber kendini vatansız ilan eder. Hep göçebe kalan Roth, sürgünde unutulmaya yüz tutmuş ve sılaya dönüşü uzun zaman almış yazarlardandır
Joseph Roth, titizlikle imal ettiği bir üst kimlikle sürgün edebiyatının siyasî ve coğrafî çerçevesinin ötesine geçerek “sürgün” kavramının hakikatini zamansal bir nostalji eksenine yerleştirir
Daha Fazla
© Tüm hakları saklıdır.
↑ Yukarı çık